“Sabahattin Ali: Yol ve Ötesi” adlı oyun, faili meçhul bir cinayete kurban giden yazarın son günlerine ışık tutuyor. Gerçek ile kurgu arasında gidip gelen anlatım, izleyiciye o sisli atmosferi yeniden yaşatıyor.
Bu eser, Sabahattin Ali’nin yaşamının son dönemine dair derin bir bakış açısı sunarak izleyiciyi karanlık bir yolculuğa çıkarıyor. Faili meçhul cinayetiyle anılan yazarın, vatanını bırakmak zorunda kalışının acılarını içeren bir hikaye bu.
Ali, çok sevdiği memleketini ve insanlarını ardında bırakmanın hüznünü yaşıyor. O dönemin toplumsal ve siyasi koşulları, iktidar baskılarıyla birleşince, bu gidişin ne denli zorlayıcı olduğunu gözler önüne seriyor. Ne yazık ki, ülkesinden çıkamadan hayatını kaybediyor.
SABAHATTİN ALİ…
1948 yılında yaşanan karanlık cinayetle hayatını kaybeden Sabahattin Ali, edebiyatseverlerin zihinlerinde hâlâ canlı bir şekilde yer alıyor. Efsanevi eseri Kürk Mantolu Madonna ile tanınan yazar, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak anılıyor.
Toplumcu gerçekçi eserleri sayesinde Türkiye’deki en çok okunan yazarlar arasında yer alan Sabahattin Ali, hem ulusal hem de uluslararası alanda tanınan bir figür haline gelmiştir.
ÜLKE SEVGİSİ
Yazdığı eserler ve öne sürdüğü fikirler nedeniyle dönemin yönetimi tarafından sakıncalı görülen Ali, bu nedenle hapishane ve sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. Türkiye’nin çeşitli kentlerinde hapsolmuş bir şekilde yaşam sürmüştür. Ancak bu zorluklar bile, ülkesine olan sevgisini ve bağlılığını asla gölgeleyememiştir.