Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı conservasyon ve restorasyon atölyelerinde, Mescid-i Haram’ı detaylı bir şekilde betimleyen 200 yıllık nadide bir tablo üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Türkiye’nin en zengin tablo koleksiyonuna sahip olan bu kurumda, restorasyon uygulamaları gelecek ay tamamlanması hedefleniyor.
Kabe’nin yalnızca bir ibadet merkezi değil, aynı zamanda korunması ve gelecek nesillere aktarılması gereken önemli bir kültürel miras olduğunu kanıtlayan bu tablo, titizlikle restore ediliyor. Milli Saraylar Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu, Topkapı Sarayı’ndaki tekstil atölyelerindeki restorasyon çalışmalarına dair bilgi verdi.
Prof. Dr. Tüfekçioğlu, “Kabe tasvirli çiniler, levha uygulamaları, Kabe-i Muazzama ve Medine-i Münevvere’nin resimlerini içeren birçok eser üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Özel olarak Peygamber Efendimizin fiziksel durumunu ifade eden Hilye-i Saadet levhalarında, Medine-i Münevvere ve Kabe-i Muazzama’nın tasvirlerini görüyoruz. Bu eserlerin 18. yüzyılda daha fazla artış gösterdiğini tespit ettik.” dedi.
Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde yer alan Kara Ağalar Taşlığı ile ilgili de bilgi veren Tüfekçioğlu, bu bölgedeki ağaların Kabe-i Muazzama ve Haremeyn ile ilgili faaliyetlerden sorumlu olduklarını ifade etti. “Surre Alayı, padişah adına yıl boyunca hac vakti hediyelik eşyalar hazırlamakta. Hac emiri, hükümdar adına görev yaparak Arafat’ta vakfe gerçekleştirir.” dedi.
“Levhalarda, figürlerin bazıları Anadolu insanının ve diğerleri Afrika, Habeş boş olan yerlerin insan yüzlerini betimlemektedir. Bu tasvirler, her iki kültürün izlerini taşımaktadır. Kabe’nin etrafındaki insanlar, ibadetle ilgili görevlerini yürütürken, devletin resmi temsilcilerini ifade eden sartlar da bulunmaktadır.” şeklinde ekledi.
Prof. Dr. Tüfekçioğlu, Topkapı Sarayı’nın çeşitli depolarında birçok tablo bulunduğunu, Milli Saraylar’ın önemli mimari mekanları restore ederek bu eserleri halkla buluşturduğunu belirtti. “Eserler vitrine taşınmadan önce gerekli restorasyon işlemleri yapılmaktadır. Bu tablo da restorasyon sürecinden geçiyor ve muhtemelen bir ay sonra ziyarete açılacaktır.” şeklinde konuştu.
Tabloda, 19. yüzyıla ait olan detaylar ile Hırka-ı Saadet Dairesi’nde gerçekleştirilen uygulamalara dair bilgiler veren Tüfekçioğlu, bu mekanın önemini vurguladı. “Kur’an-ı Kerim okuyan hafız, burada Kabe’ye olan özlemi artırırken, hükümdar da hacılarla birlikte dua ediyor.” ifadelerini kullandı.
Tablonun restorasyonu için kapsamlı bir plan hazırlandı. Bu çerçevede belgeleme çalışmaları tamamlanarak mikroskobik ve infrared incelemeler gerçekleştirildi. Eserin ön ve arka yüzey temizlikleri, sağlamlaştırma ve koruma işlemlerinin yanı sıra çiçekli alanların restorasyonuna devam edilmektedir.
Çalışmalar başarıyla tamamlandığında, bu eser sanatseverlerle ilk kez buluşturulacak.
