Antalya’nın Gazipaşa ilçesindeki Sarıhacılar köyünde bulunan Türk Etnografya Müzesi, milattan önce 2000-1000 yılları arasına tarihlenen önemli bir tarihi eseri sergiliyor. Roma dönemine ait olabileceği düşünülen bir metre yüksekliğinde ve 90 santimetre çapında küp, beş yıl önce Side Müze Müdürlüğü tarafından tescil edilerek müzeye kazandırıldı.
Müzenin kurucusu, turizmci Mustafa Kavasoğlu’na göre, bu değerli küp, Akseki’nin balı ve peyniriyle ünlü olan Çimi köyünden bir vatandaş tarafından bağışlandı. Bağışlayan kişinin ailesinin geçmişine dayanan bu küpün, tarih boyunca bal saklamak için kullanıldığı ifade ediliyor.
“TARİHİNİ SONRADAN ÖĞRENDİK”
Küpün başlangıçta sergilenecek hediyeler arasında yer aldığını belirten Kavasoğlu, eserin tarihi değerinin sonradan anlaşıldığını söyledi. Zamanla bu eseri inceleyen arkeologlar, Roma dönemine ait olduğunu tespit ederek müze bünyesine resmi olarak kazandırdılar. Kavasoğlu, Side Müze Müdürlüğü’nün ekiplerinin küpü detaylı bir şekilde incelediğini ve korunma altına alındığını dile getirdi. Ayrıca, eseri müzeye bağışlamak istemesine rağmen, yetkililerin yerinde kalmasının daha uygun olacağını kendisine ilettiklerini belirtti.
BAL KÜPÜNDEN TARİHİ MİRASA
Çimi köyünün geçmişte bal üretimi ile bilindiğini vurgulayan Kavasoğlu, “Bu küp, zamanında bal saklamak amacıyla kullanılmış. Bir kenarı kırılmış, ancak sonradan onarılarak bugüne kadar ulaşmış. Ziyaretçilerimize bu küpü, geçmişin bir aracı olarak değil, tarih boyunca süzülüp gelen bir tanık olarak tanıtıyoruz. 2-3 bin yıl gibi geniş bir zaman dilimini geride bırakan bu türde bir eserin yer aldığı topraklarda olmak gerçekten etkileyici” şeklinde konuştu.
YARIM TONLUK TARİH
Kavasoğlu, küpün boyutlarına da dikkat çekerek, “Yaklaşık bir metre boyunda ve 90 santimetre genişliğinde. İçerisine konulacak bal miktarı, neredeyse yarım tonu bulabiliyor. Ancak artık bu küp, sadece bal değil, tarihin ruhunu taşıyor. Arkeologlar tarafından yapılmış olan incelemeler, onun sıradan bir eşya olmadığını gösteriyor. Ziyaretçilerimize rehber eşliğinde müzeyi geziyor ve bu tarihi küpün hikayesini anlatıyoruz” ifadesinde bulundu.
Kavasoğlu, küpün hem fiziksel hem de tarihsel açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu, eserin bölgenin antik geçmişine ışık tuttuğunu ve Roma dönemine uzanan yerleşim izlerinin varlığını gösterdiğini sözlerine ekledi.