Dışarıdan bakıldığında unutulmuş ve sessiz bir yapıyı andıran Deyrizor Merkezi Hapishanesi, yakın zamana kadar karanlık bir gerçeği barındırıyordu. Bu soğuk duvarların arasında, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere binlerce insan yıllarca süren işkence ve acıya maruz kalmıştı.
Anadolu Ajansı muhabirleri, insanlık onurunun hiçe sayıldığı bu korkunç mekânda yaşam izlerini belgelemek amacıyla hapishaneye girdi. Rejimin İçişleri Bakanlığı’na bağlı en büyük merkezlerinden biri olarak işletilen bu hapishane, şimdi “Yıkım, karanlık ve ölüm” ifadeleriyle işaretlenmiş duvarlarıyla geçmişteki dehşet dolu atmosferi tekrar canlandırıyor.
ÇÖPLÜĞE DÖNÜŞEN İŞKENCELER MERKEZİ
Baas rejiminin izlerini her köşesinde taşıyan hapishane, adeta bir harabeye dönüşmüş vaziyette. Avlusunda çürüyen polis araçları, iç mekanında yanmış ranzalar, is kaplı duvarlar ve çöp yığınlarıyla dolu hücreler dikkat çekiyor. Mahkumların bilinmeyen akıbetlerine dair izler de bu karanlık ortamda kendini göstermiş; isimlerini hücre duvarlarına kazıyan yüzlerce birey, geride sessiz bir çığlık bırakmış durumda.
ZULÜM VE ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL
Baas rejiminin 8 Aralık’ta çökmesinin ardından, Deyrizor Merkezi Hapishanesi’ndeki mahkumlar serbest kaldı. Serbest bırakılanlardan biri olan Basil Kuveyhi, burada yaşadığı dehşeti anlattı. Kuveyhi, rejimin yıkılmasıyla özgürlüğüne kavuştuğunu fakat içeride geçirdiği zamanın izlerini asla unutamayacağını ifade etti.
“Son güne kadar güvenlik güçlerinin baskısı altında kalıyorduk,” diyen Kuveyhi, gördükleri kötü muameleyi şu sözlerle dile getirdi:
Bize sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik işkenceler de yapıldı. Saatlerce secde pozisyonunda kalmamız zorunlu kılındı. Tuvalete gitmemiz engellendi; itiraz edenler dayak yedi. Sakat insanlar koridorlarda sürüklendi. Yaşlılara bile acımadılar. Bir gün isyan ettiğimizde, bir arkadaşımız bu avluda keskin nişancı tarafından vurularak hayatını kaybetti.
ADALET ARAYIŞI
Kuveyhi, Baas rejimini “zalim ve despot” olarak tanımlarken, yalnızca rejimin lider kadrosunun değil, halkın üzerine zulmeden herkesin adalet önüne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.:
“Bize yapılanlar, insanlık onurunu yerle bir etti. İsrail bile bu rejimden daha merhametli.” diye ekledi.
Deyrizor Merkezi Hapishanesi, rejimin çöküşüyle birlikte sessizliğe bürünmüş olsa da, buradan yükselen acı dolu hikâyeler insanlık tarihine kazınmaya devam ediyor.