Yerli savunma sanayisinin mevcut durumuna ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Türkiye Savunma Sanayi 2024 Raporu yayınlandı.
MÜSİAD tarafından hazırlanan bu raporda, geleceğe yönelik projeksiyonlar da detaylandırıldı.
Raporda öne çıkan bir diğer konu ise, savunma sanayisinde yerli üretim kapasitesinin yüzde 70 seviyelerinde artış göstererek stratejik ürünlerde önemli başarıların elde edilmesiydi.
DIŞA BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI VURGUSU
Raporda, MÜSİAD Savunma Sanayi Kurulu’nun motor ve güç aktarma sistemlerindeki dışa bağımlılığın azaltılması gerektiği vurgulandı.
Kurul, ALTAY tankı ve diğer platformlar için halen yurt dışına bağımlılığın sürdüğüne dikkat çekerek, yerli motor üretiminin büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
“YERLİ ÜRETİM ARTIRILMALI”
MÜSİAD Savunma Sanayi Kurulu Başkanı Fatih Altunbaş, ileri malzeme teknolojilerinde Ar-Ge çalışmalarının artırılmasının önemine değinerek, “Kompozit malzemeler, grafen, nano malzemeler, karbon fiber gibi ileri teknoloji alanlarında yerli üretim artırılmalı ve dışa bağımlılık azaltılmalı.” dedi.
Altunbaş, Türk savunma sanayisinde yarı iletkenler ve mikroişlemciler gibi bileşenlerde dışa bağımlılığın sürdüğünü belirterek, bu alandaki yatırımların hız kazanması gerektiğini vurguladı.
Bu sektörde nitelikli insan kaynağının artırılması için eğitim programlarının geliştirilmesi ve devlet-üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Altunbaş, bunu sektörde sürdürülebilirlik açısından kritik bir adım olarak değerlendirdi.
TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ 2024 RAPORU
Türkiye Savunma Sanayi 2024 Raporu’nda şu ifadelere yer verildi:
Havacılık ve uzay sistemlerinde Milli Muharip Uçak ve Göktürk projeleri ile dışa bağımlılığı azaltma hedefleniyor. Jet motoru ve uydu teknolojilerinde de çalışmalar devam etmektedir. Algılayıcı ve sensör teknolojilerinde kızılötesi, kuantum algılama ve diğer ileri algılayıcıların milli çözümlerinin geliştirilmesine ihtiyaç bulunuyor. Hibrit ve elektrikli tahrik sistemlerinde, içten yanmalı motorların yerine hibrit ve elektrikli tahrik sistemlerine geçiş ALTAY tankı gibi projelerde stratejik bir öncelik olarak belirlenmiştir. Ayrıca, barut gibi kritik malzemelerin yerli üretimi ve tedarik zincirinin güçlendirilmesinin, bağımsız savunma sanayi hedefleri açısından stratejik önem taşıdığı ifade edilmektedir.