Bilim insanları, son zamanlarda THOR (Tracklet-less Heliocentric Orbit Recovery) adlı yapay zeka sistemini kullanarak 27 binden fazla yeni göktaşını tespit etti. Bu sistem, 400 binden fazla arşiv görüntüsünü analiz ederek Güneş sistemimize yeni bir bakış açısı kazandırdı ve potansiyel asteroid tehditlerini daha iyi anlamamıza yardımcı oldu. Sistemi geliştiren ekip, Asteroid Institute’un yönetici direktörü ve B612 Vakfı’nın kurucularından Ed Lu ve ekibiydi. Bu sistem sayesinde, daha önce fark edilmemiş olan birçok asteroit tespit edilirken, bu yeni cisimlerin çoğu Güneş’e yakın bir yörüngeye sahipti ve bu durum onları potansiyel olarak tehlikeli hale getiriyordu. Bu nedenle, astronomlar bu yeni tespit edilen asteroitleri yakından takip etmeye ve çarpışma risklerini değerlendirmeye devam edecekler.
Yapay zeka, sadece asteroitlerin değil gezegenlerin, kuyruklu yıldızların ve galaksilerin keşfedilmesinde de önemli bir rol oynamaya devam ediyor. İlerleyen zamanlarda, bu sistemlerin evrende daha önce keşfedilmemiş birçok şeyi keşfetmemize olanak sağlayacağı düşünülüyor. Bu tür yapay zeka teknolojileri, astronomi alanında sürekli gelişme ve ilerleme sağlamakta ve evrenin sırlarını çözmek adına önemli bir araç haline gelmektedir.
Sonuç olarak, THOR adlı yapay zeka sistemi, astronomların Güneş sistemi ve dış uzay hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olacak önemli bir araç olarak karşımıza çıkmıştır. Bu tür teknolojiler sayesinde, daha hızlı ve verimli şekilde uzaydaki potansiyel tehlikeleri tespit etme ve önleme fırsatına sahip olabileceğiz. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin evreni anlama ve keşfetme sürecimizi hızlandıracağı ve genişleyeceği düşünülmektedir. Bu nedenle, bilim insanları ve uzay araştırmacıları yapay zeka teknolojilerini daha da geliştirerek astronominin ve uzay keşiflerinin geleceğini şekillendirebilirler.