“ÇOCUKKEN İZLEDİĞİM FİLMLER KİŞİLİĞİMİ OLUŞTURDU”
1930 yılında İzmir’de dünyaya gelen Dorsay, savaş yıllarını geçirdiği bu dönemde sinemaya olan tutkusunun nasıl geliştiğini aktardı.
“Anne ve babamın yapabileceği tek şey sinemaya gitmekti. O yıllarda savaş temasının yanı sıra, aşk ve yaşımın çok üstünde olan filmleri izledim. Bu filmler, hayatımın şekillenmesinde önemli bir rol oynadı” şeklinde konuşan Dorsay, sinemaya olan merakının zaman içindeki evrimini paylaştı.
“SİNEMA, HAYATIMIN EĞLENCESİ OLDU”
İstanbul’a eğitim için geldiğinde sinemaya olan ilgisinin daha da derinleştiğini belirten Dorsay, Beyoğlu’nda yatılı okulda olduğu dönemde eski filmlerin gösterildiği sinemalarla tanıştığını ifade etti.
“Beyoğlu’nda her köşe başında bulunan sinema salonları, hayatımın en keyifli anlarının geçmesine vesile oldu. Sinemayı takip etmek ve bu dünyada yer almak hedefim haline geldi” diyen Dorsay, sinemanın zamanla hayatının merkezine yerleştiğini aktardı.
Türk sinemasının son yıllardaki gelişimi üzerine de konuşan Dorsay, 1970 yılında Umut filmi ile eleştirmenlik hayatına adım attığını belirtti. Bu konuda şunları söyledi:
“Türk sineması hakkında yazmaya başlamam, 1970’te Umut filmi ile gerçekleşti. Hollywood sinemasını övmek daha kolay, ama Türk sineması gerçekten önemli eserler ortaya koyuyor.”
HOBİ OLARAK BAŞLADIĞI YAZARLIK, HAYATININ PARÇASI OLDU
Sinema yazarlığını başlangıçta bir hobi olarak gördüğünü ancak zamanla onun hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldiğini anlatan Dorsay, “Sinema, benim için hem bir yaşam aracı hem de hobby oldu. Artık onu bırakmam imkansız, o kadar derin bir sevgi besliyorum” şeklinde konuştu.
Bu yılki Oscar ödüllerinin yapılmama olasılığı ile ilgili görüşlerini de paylaşan Dorsay, şu ifadeleri kullandı:
“Oscar ödüllerinin bu yıl verilip verilmeyeceği bile net değil. Dünya genelinde yaşanan büyük krizler nedeniyle ödüllerin iptal edilmesi söz konusu olabilir. Sinemanın en saygın ödüllerinden biri olan Oscar’ın yapılmaması önemli bir kayıp olacak.”
YEDİNCİ SANAT: SİNEMA
Sinemanın yedinci sanat olarak kabul edilmesinin sağladığı avantajları anlatan Dorsay, “Sinema, diğer sanat dallarından beslenerek büyük bir popülarite kazandı. Tarihi süreçte altı sanatın ardından, sinema yedinci sanat olarak ortaya çıktı” diye belirtti.
“KAHROLSUN YAPAY ZEKA”
Yapay zekanın sinemadaki kullanımına ilişkin görüşlerini de dile getiren Dorsay, “Yapay zeka, hayatımıza yapay bir şekilde girdi. Benim yaşımda olan insanlar için bu konu ciddiye alınacak bir mesele değil. Gençlerin ilgisini çekebilir, ama benim için herhangi bir önemi yok. Kahrolsun yapay zeka” dedi.
Etkinlik, Atilla Dorsay’ın kült filmler arasında saydığı Michael Curtiz’in 1942 yapımı Kazablanka filmi ile sona erdi.