Şehîd terimi, dinî bir kavram olarak Allah yolunda hayatını kaybeden Müslümanları ifade eder. Şehitlerin sahip olduğu mertebe o kadar yüksektir ki, ahirette cennet ehlinin bile bu güzellikleri kıskanacağı ifade edilmiştir. Ancak yalnızca Allah yolunda ölenler mi şehit olarak değerlendirilir? İşte Hz. Peygamber (s.a.v)’in bu konu hakkındaki Hadis-i Şerifleri…
Kimler Şehit sayılır?
Hz. Peygamber (s.a.v)’in şehitlik hakkında birçok Hadisi bulunmaktadır. Bu konuda en önemli olanı ise şudur:
Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan nakledildiğine göre, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Şehitler beş sınıftır: Taun (veba) nedeniyle ölen, karın hastalığından ölen, suda boğulan, yıkıntı altında kalarak ölen ve Allah yolunda ölen.” (Buhari)
Fıkıh alimleri, Hz. Peygamber’in şehitlerle ilgili sözlerini, fiillerini ve uygulamalarını inceleyerek şehitleri üç kategoriye ayırmışlardır: hem dünya hem âhiret hükümleri bakımından şehid olanlar, sadece dünya hükümleri açısından şehid olanlar ve yalnızca âhiret hükümleri bakımından şehid sayılanlar. (Şirbînî, I, 350; İbn Âbidîn, II, 252)
Din İşleri Yüksek Kurulu fetvasına göre;
Hakikî Şehid (Dünya ve Ahiret Şehidi): İslam’ın yücelmesi ve vatanın savunulması amacıyla savaşırken ölen Müslümanlara denir. Bu kişiler yıkanmaz ve kefenlenmez, namazları kılındıktan sonra kanlı elbiseleriyle defnedilirler.
Sadece dünya hükümleri açısından şehid olanlar: Kalbinde nifak barındıran, ancak Müslümanların arasında yer alan bir kişinin düşman tarafından öldürülmesi durumunda yalnızca dünya hükümleri açısından şehid olur. Savaştan kaçarken veya dünyevi çıkarlar için savaşırken ölenler de bu gruptadır. (İbn Âbidîn, II, 252). Bu kişilere, yalnızca dış görünüşleri dikkate alınarak şehid muamelesi yapılır. Fakihler, dünyevi amaçlarla öldürülen kişilerin ahirette sevap almayacağı, hem dünyevi hem uhrevi maksatlarla öldürülenlerin ise tam şehit olmasa da, ahirette sevap alacaklarını belirtmişlerdir.
Hükmî Şehid (Ahiret Şehidi): Hakiki şehidin bazı şartlarını taşımadığı için yıkanıp kefenlenen ve ahiret açısından şehid sayılan kişilerdir.
Birçok hadiste, deprem, yangın, sel gibi doğal afetler ya da ağır hastalıklar nedeniyle ölen Müslümanların hükmî şehid sayıldığı belirtilmiştir. (Bkz., Mâlik, Cenâiz 36; Buhârî, Cihâd 30, Tıb 30; Müslim, İmâre 164-166; Ebû Dâvûd, Cenâiz 11, 16; Nesâî, Cenâiz 14)
Söz konusu hadislerden, bu kişilerin hükmî şehid sayılmasının nedeni, ölüm anında yaşadıkları sıkıntılar ve acılar olarak gösterilmektedir.