İstanbul Maltepe’de yaşayan 57 yaşındaki müzik yapımcısı Naci Keklik, yaşamını müziğin tınıları etrafında şekillendiriyor. Eşi Ayten Neşe Keklik ve “Sevecen” adını verdiği kedisiyle birlikte yaşayan Keklik, gençliğinde amcası ve komşularının teşvikiyle plak dünyasına adım attı.
Keklik’in müzik yolculuğu, 1970’li yıllarda yabancı şarkılarla başladı ve zamanla kişisel bir arşive dönüştü. İlk plaklarını toplarken, kapakların da en az plaklar kadar önemli olduğunu fark etti ve salonunun duvarını bu nadide kapaklara ayırdı. Bazı sanatçılardan imzalı olan plakları için özel bir pikap ve ses sistemi kurdu.
7 BİN PARÇALIK DEV KOLEKSİYON
Anadolu rock, Türkçe ve yabancı pop, sanat müziği, halk müziği, caz ve klasik müzik gibi birçok türü barındıran Keklik’in koleksiyonu, 7 bin parçayı aşıyor. Ruh haline göre seçtiği bir plağı çalarak evini müzikle dolduruyor.
“1970’lerin en nitelikli yabancı müziklerini dinliyordum. Eldeki plakları kasetlere çekerek beni bu dünyaya alıştırdılar. Ben de yerli plakları toplamaya başladım” diyen Keklik, Barış Manço, İlhan İrem ve Erkin Koray gibi sanatçıların kendisi için kahraman olduğunu ifade etti.
“KAPAKLARI DA KIYMETLİ”
Koleksiyonunu Beyazıt’taki eski pazarlardan aldığı 45’liklerle genişleten Keklik, plak kapaklarının önemine dikkat çekti:
“Plaklar kadar kapakları da kıymetli. Sınırlı sayıda basıldı ve zamanla daha da azaldı. Bir plağı kapağıyla saklamak, onun hikâyesini korumak demektir.”
Son yıllarda plaklara olan ilginin artışını Çağan Irmak’ın “Issız Adam” filmine atfeden Keklik, gençlerin plaklara yeniden ilgi göstermeye başladığını belirtiyor:
“Bu film büyük bir katkı sağladı. Kapağını açmak, şarkı sözlerini bulmak ve iğneyi pikaba ritüel gibi yerleştirmek, onlara cazip geldi.”
Plak toplamanın günümüzde maliyetli bir iş haline geldiğini vurgulayan Keklik, bu süreçte firmaların eski albümleri yeniden basmaya başladığını da ekliyor, böylece yeni baskıların daha uygun fiyatlarla bulunabildiğini ifade ediyor.
Analog kayıtların doğallığını ve sıcaklığını ön plana çıkaran Keklik, plaklar aracılığıyla sanatçıların canlı kayıtlara imza attığı dönemin ruhunu yaşatmanın çok değerli olduğunu söylüyor.
PLAKLARINI VERMEDE ÇOK TİTİZ
Keklik, plaklarını başkalarına vermek konusunda oldukça titiz. “Plaklarımın düzeni ve korunması konusunda çok hassasım. Kimse benden kolay kolay plak isteyemez” diyerek koleksiyonuna olan bağlılığını vurguluyor:
“Hepsi harf sırasına göre dizili. Aldığım plağı mutlaka yerine koyarım. Bu düzeni koruyamayacak birine vermek istemem.”
Bazen bazı plakları ikinci ve üçüncü kez aldığını fark ettiğini söyleyen Keklik, bunun üzerine koleksiyonunu listelemeye karar verdiğini aktarıyor. Raflara sığmayan plakları ise evin farklı bir odasında saklıyor.
Koleksiyonunun geleceği hakkında belirli bir planı olmadığını belirtirken, “Bir yerde durmam gerektiğini biliyorum. Başladığımız yaşta değiliz artık. Kız