İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı olan Itamar Ben-Gvir, Gazze Şeridi’ne yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri inşa etmeyi ve bölgedeki Filistinlilerin “gönüllü göçünü” teşvik etmeyi savunuyor. İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırılarını sürdürüyor ve bu saldırılar sırasında İsrailli bakanlardan çeşitli tepkiler gelmeye devam ediyor. Ben-Gvir, Filistin karşıtlığı ile bilinen bir isim olup Gazze’de yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin kurulması için yapılan gösteride konuştu. Gazze sınırındaki Sderot kentinde gerçekleşen gösteride, Ben-Gvir, Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye yapılan insani yardım konusunda sadece kendisinin hayır oyu verdiğini belirtti ve diğer İsrailli bakanların bu yardım girişine karşı çıkmasından dolayı utanç duyduğunu ifade etti.
Ben-Gvir, Gazze’de yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin kurulmasını savunurken aynı zamanda Gazze sakinlerinin “gönüllü olarak” ayrılmalarını teşvik etmeyi düşünüyor. Bu konuda ahlaki, akılcı ve insani bir yaklaşım olduğunu dile getiriyor. Gazze’de yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri kurulması çağrısında bulunan Ben-Gvir ve onun gibi düşünen İsrailli aşırı sağcı bakanlar, Gazze’de bu tür yerleşim birimlerinin inşa edilmesi konusunda ısrarlı bir tutum sergiliyor. Ocak ayında Batı Kudüs’te düzenlenen bir konferansa katılan Ben-Gvir, Gazze’de yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin kurulması konusunda yapılan toplantılara aktif katılım gösteriyor.
Itamar Ben-Gvir’in Gazze Şeridi’ne ilişkin önerileri ve açıklamaları, uluslararası toplum ve Filistinliler arasında endişe ve tepkilere yol açmaktadır. Gazze Şeridi zaten uzun yıllardır İsrail’in abluka altında tuttuğu bir bölge olarak bilinmektedir. Bu bölgede yaşayan Filistinliler, ekonomik sıkıntılar ve yaşam şartlarının zorluğu ile karşı karşıyadır. Ben-Gvir’in önerisi olan yasa dışı yerleşim birimlerinin inşa edilmesi ve Filistinlilerin “gönüllü göçü” teşviki gibi adımlar, bölgedeki gerilimi artırabilecek ve insani krize neden olabilecek niteliktedir. Bu tür öneriler, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğu için ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır.
Sonuç olarak, Itamar Ben-Gvir’in Gazze Şeridi’ne yönelik politikaları ve açıklamaları, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getirebilecek potansiyele sahiptir. İsrail’in uluslararası toplumla ilişkilerini etkileyebilecek bu tür radikal görüşler, bölgede barış ve istikrarın sağlanması açısından ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem İsrail hükümetine hem de uluslararası topluma, Filistin-İsrail sorununa kalıcı ve barışçıl bir çözüm bulma konusunda daha yapıcı ve insani bir yaklaşım benimsemeleri çağrısında bulunulmaktadır.
