Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, katıldığı bir televizyon programında sinemaya duyduğu sevgiyi ifade etti. Ortaylı, “Öğrencilik yıllarımda çok zor bir dönem geçirdim, fakat buna rağmen sinema ziyaretlerime devam ettim” ifadesini kullandı.
Ortaylı, sinema konusundaki eğilimlerini şu şekilde dile getirdi;
“İMKANSIZ ZAMANLARDA BİLE SİNEMAYA GİTTİM”
“Kendi alanımdaki tüm filmleri izlemek için elimden gelen her şeyi yapardım. En zor, en sıkıntılı zamanlarımda bile sinema salonlarına gitmeyi sürdürdüm. Açık hava sineması aracılığıyla bile Türk filmlerini izledim. O döneme ait Türk filmleri, yerel İstanbul lehçelerinin nasıl kullanıldığını gösteren önemli bir kaynak oluşturuyor. O filmler, toplumun anlayışını, tasavvurunu, hayata bakışını, onurunu ve dürüstlük anlayışını yansıtıyor” diye konuştu.
“Bir dönem filmi çekilse hangisini görmek isterdiniz?” sorusuna Ortaylı,
“19. Yüzyıl benim için çok çekici. O dönemin yaşamı detaylı bir şekilde işlenebilir. Her şey çok güzel olur. Yeter ki bilgi sahibi olunsun. Kanuni devri ya da 3. Ahmet devri de ilginç dönemler, fakat hepsi neye nasıl baktığınıza ve nasıl karşılaştırdığınıza bağlı” yanıtını verdi.
“İNGİLİZCE ÖĞRENİN TAVSİYESİ”
“Tarihçi olmanın yolu oldukça basit. Sürekli tarih kitapları okumak gerekiyor. Eğer bana sorarsanız, bizim için en önemli unsur dilleri öğrenmektir. Sevmediğiniz bir dili öğrenmek ve sevdiğinizi beslemek oldukça mühim. Yani mutlaka İngilizce öğrenmelisiniz. Ben sevdiğim dilleri öğrenerek ilerledim. Eğer imkanım olsaydı, ilk olarak Latinceyi öğrenmeye başlardım. Rusça ve Almanca bilgimi evde geliştirdim. Fransızcayı ise Zeliha Berksoy’un babasından öğrendim; onun öğretmesi oldukça faydalı oldu” şeklinde konuştu.
