Güneş sisteminin uzaktaki köşelerinde gizlendiğine inanılan bir gezegenin varlığı, astronomları uzun süredir meşgul eden bir sorudur.
“Dokuzuncu Gezegen” adı verilen bu varsayımsal gök cismi, Neptün’ün ötesindeki küçük cisimlerin yörüngeleri üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Şimdi ise, Şili’de inşa edilen son teknoloji bir teleskop, bu astronomik gizemi çözme konusunda umut vaat ediyor.
VERA C. RUBİN GÖZLEMEVİ FAALİYETE GEÇİYOR
Bir süredir inşaat aşamasında bulunan Vera C. Rubin Gözlemevi, bu ayın sonunda resmi olarak açılmaya hazırlanıyor.
Şili’nin yüksek dağlık bölgesinde yer alan bu gözlemevi, astronomi alanında önemli bir etki yaratacak özellikler taşıyor.
Dünyanın en büyük dijital kamerasına sahip olan gözlemevi, 3 milyardan fazla piksel çözünürlüğüyle geniş açılı teleskop teknolojisi kullanıyor.
Bu gelişmiş özellikler, Rubin Gözlemevi’ni, önerilen dokuzuncu gezegen gibi sönük ve uzak nesneleri tespit etmek için eşsiz bir konuma getiriyor.
YÖRÜNGE ANOMALİLERİ GEZEGENİN VARLIĞINI DESTEKLİYOR
Dokuzuncu Gezegen’in varlığına dair şimdiye dek elde edilen tek kanıt, Plüton benzeri küçük gök cisimlerinin yörüngelerindeki alışılmadık hareketlerdir.
Bu kozmik anomaliler, büyük ve görünmeyen bir gezegenin kütle çekim gücü ile açıklanabilmektedir.
Ancak, bu zor gözlemlenen cisim, uzaklığı ve sönüklüğü sebebiyle henüz doğrudan tespit edilememiştir.
Caltech gökbilimcisinin önde gelen savunucularından biri olan Mike Brown, Rubin Gözlemevi’nin bu göksel hedefi aramak için ideal bir şekilde donatıldığını ifade ediyor.
YENİ TELESKOP SÖNÜK NESNELERİ TESPİT EDİYOR
Rubin Gözlemevi’nin operasyon direktörü Bob Blum, teleskoplarının sönük nesneleri dahi tespit edebileceği konusunda vurgu yapıyor.
Gözlemevi, her gece güney gökyüzünün neredeyse tamamını tarayacak ve elde edilen görüntüler bilgisayar sistemleri tarafından sürekli olarak yenileriyle karşılaştırılacak.
Bu sayede, Dokuzuncu Gezegen’in gökyüzündeki hareketi gibi herhangi bir değişiklik anında tespit edilebilecek.