Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çek basınına verdiği röportajda Ukrayna’ya askeri personel gönderme konusunu değerlendirdi. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın 2 yılını geride bıraktığımız şu günlerde, Rusya’nın Ukrayna’daki Rus azınlığı koruma gerekçesiyle başlattığı operasyonda Batılı ülkelerin askeri yardımları devam ediyor. Bu durumda Fransa’nın, Ukrayna’ya asker gönderme konusunda Rusya tarafından gelen eleştirilere cevap verdiğini belirtmek gerekiyor.
Macron’un, Ukrayna’ya asker gönderilmesi gerektiğini savunan bir açıklama yapmasının ardından Rusya Devlet Başkanı Putin’in müttefikleri, Ukrayna’ya Fransız birliklerinin gönderilmesi durumunda Napolyon’un ordusuyla aynı kaderi paylaşacağını ima etmişti. Bu uyarının ardından Macron’un verdiği yeni açıklamada, Fransa’nın yakın gelecekte Ukrayna’ya askeri personel göndermeyi düşünmediğini açıkladı.
Macron, Çek basınına yaptığı röportajda, Fransız birliklerinin Ukrayna’ya yakın zamanda gönderilmeyeceğini vurgulayarak, ancak Ukrayna’yı desteklemek için yapabilecekleri üzerinde tartışma başlattıklarını belirtti. Bu açıklama, Fransa’nın Ukrayna’ya doğrudan askeri destek sağlama niyetinin olmadığını ortaya koymaktadır. Fransa’nın Ukrayna konusundaki tutumu, Rusya ile olan ilişkilerin de göz önünde bulundurulması gereken önemli bir diplomasi stratejisi olarak değerlendirilebilir.
Rusya’nın Ukrayna’daki varlığı ve Ukrayna’nın batılı ülkelerden aldığı askeri destek, bölgedeki gerginliği artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Fransa’nın Ukrayna’ya doğrudan asker göndermeme kararı, bölgedeki dengeyi değiştirme potansiyeline sahip olabilir. Ancak Macron’un, Ukrayna’yı destekleme konusundaki niyetini vurgulayan açıklamaları, Fransa’nın bölgede etkili bir diplomasi ve yardım politikası izlemeye devam edeceğini göstermektedir. Bu açıklamalar, Fransa’nın Ukrayna krizine yönelik tutumunu netleştirmek ve Rusya ile olan ilişkilerini dengelemek adına önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, Fransa’nın Ukrayna’ya asker göndermeme kararı, bölgedeki siyasi gelişmeleri etkileyecek ve uluslararası ilişkilerde dengeleri değiştirebilecek önemli bir karar olarak yorumlanabilir.
