Eskişehir’de 9 yaşındaki bir çocuk, mide ve bağırsaklarını tıkayan büyük bir saç yumağı nedeniyle hastaneye başvurdu. Yapılan operasyonla, çocuğun hayati tehlike yaşamasının önüne geçildi.
Mide ağrısı ve iştahsızlık şikayetleriyle hastaneye giden 9 yaşındaki kız çocuğunun midesinden büyük bir saç kütlesi çıkarıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınan bilgilere göre, çocuğun mide ve bağırsak sisteminde yapılan endoskopik ve radyolojik incelemeler sonucunda büyük bir kitle tespit edildi.
SAÇ YEME ALIŞKANLIĞI NEDEN OLDU
Çocuk Cerrahisi Uzmanları Op. Dr. Berkay Tekkanat ve Op. Dr. İbrahim Yıldırım tarafından gerçekleştirilen operasyonla, mideyi tamamen dolduran bu saç yumağı çıkarıldı. Tıp literatüründe “bezoar” olarak adlandırılan bu kitle, sıklıkla uzun süreli saç yeme alışkanlığı sonucu oluşmaktadır.
Dr. Tekkanat, hastanın uzun zamandır saç yutma alışkanlığının bulunduğunu ve bu durumun midesinde büyük bir kitle oluşmasına neden olduğunu aktardı.
KİTLE BAĞIRSAKLARDAN ÇIKARTILDI
Tekkanat, benzer durumların bağırsak tıkanıklığı ve mide delinmesi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini vurgulayarak, başarılı bir şekilde bu kitlenin çıkarıldığını belirtti.
“SON YILLARDA SAÇ YEME ALIŞKANLIĞI ARTTI”
Yıldırım, çocuklarda bezoar oluşumunun nadir rastlandığını, ancak son yıllarda saç yeme alışkanlığının arttığını gözlemlediklerini ifade etti.
“MİDEYİ TAMAMEN DOLDURDUĞUNU GÖRDÜK”
Tekkanat, ameliyat sırasında saçı yutma alışkanlığının midedeki bu dev yumağı oluşturduğunu açıkladı. “Bu saçlar sindirilemediği için zamanla birikim yapmış ve büyük bir kitle haline gelmiş,” dedi. Aksi takdirde, bu tür durumların bağırsak tıkanıklığı ve mide delinmesi gibi hayati tehlike arz eden komplikasyonlar doğurabileceğine dikkat çekti.
“AİLELER DİKKATLİ OLMALI”
Yıldırım, son yıllarda saç yeme alışkanlığının artış gösterdiğini belirterek, ailelerin bu tür durumları zamanında fark etmelerinin ve bir uzmana başvurmalarının son derece önemli olduğunu vurguladı. Bu durumun, hem tıbbi hem de psikolojik açıdan bütüncül bir yaklaşım gerektirdiğini ifade etti.