Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıklamalarıyla tanıtımı yapılan “100+2 Süreli Müze Sergileri Projesi” çerçevesinde Erzurum’da tarihi bir canlanma yaşandı. Erzurum Müzesi’nde sergilenen, ilk kez gün yüzüne çıkarılan 144 eser, ziyaretçileri 3 bin yıl öncesine götürerek bu dönemin yaşamına dair büyüleyici bir bakış sunuyor.
“ANADOLU, KADİM MEDENİYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ BİR HAZİNE”
Serginin açılışında konuşan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Bora Dündar, Anadolu’nun kadim medeniyetlerin merkezi olduğunu belirtti. Dündar, bu topraklarda yaşayan insanların doğadan elde ettikleri malzemeleri işleyerek hem fonksiyonel hem de estetik nesneler haline dönüştürdüğünü ifade etti. Dündar, serginin önemini şu şekilde dile getirdi:
Erzurum Müzesi’nin depolarında uzun yıllar saklanan ve restore edilen bu 144 eser, 3 bin yıl önceki insanların hayatta kalma mücadelelerine, günlük yaşamlarına ve estetik anlayışlarına ışık tutuyor. Bu koleksiyon, tarihe ve insanlığın yaratıcılığına dair değerli bir pencere açmaktadır.
“İNSANLAR HEM HAYATTA KALMAYA, HEM DE ESTETİĞE ÖNEM VERDİ”
Dündar, beyliklerin imparatorluklara dönüştüğü ve uygarlıkların yükselip yıkıldığı süreçte insanların savaşın zorluklarına rağmen üretmeye devam ettiklerini kaydetti. Aşağıdaki ifadeleri paylaştı:
3 bin yıl önce insanlar sadece hayatta kalmakla kalmayıp, aynı zamanda yaşamı güzelleştirmek için de çaba sarf ediyorlardı. Hayvan kemiklerinden yapılan aletler, kendi kıyafetlerini diken bireyler ve estetik amaçlı süs eşyaları sergide net bir biçimde gözler önüne seriliyor. Bu eserler, sanatın ve estetiğin insanlık tarihindeki yeri ile kültürel aktarımın nasıl gerçekleştiğini yansıtıyor.
ERZURUM’UN BİNLERCE YILLIK TARİHİNİ TAŞIYAN ESERLER
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, müzelerin yalnızca geçmişi korumakla kalmayıp, aynı zamanda toplumların kimliğini şekillendiren ve geleceğe taşıyan yapılar olduğunu vurguladı. Erzurum’un uzun tarihini anlatan eserlerin müzeler aracılığıyla korunduğunu belirten Yer, müzeleri eğitim ve bilinçlenme merkezleri olarak tanımladıklarını ifade etti:
Amacımız, müzeleri sadece birer sergi alanı olarak değil; aynı zamanda araştırma, eğitim ve kültürel farkındalık merkezleri olarak değerlendirmektir. Gençlerin ve çocukların müzelerle kurduğu bağlantılar, onların geçmişle buluşmalarını ve miraslarına sahip çıkmalarını sağlayacaktır. Bu doğrultuda, okullarla iş birliği yaparak öğrencilere müzeleri tanıtmayı hedefliyoruz.
Açılış töreninin sonrasında, katılımcılar özel bölümlerde sergilenen 144 eseri detaylı bir şekilde inceleme imkanı buldu. Uzmanlardan bilgi alan ziyaretçiler, bu eserler aracılığıyla zamanın derinliklerine doğru anlamlı bir yolculuk yaptılar.