Amerikalı ünlü yönetmen David Lynch’in vefatı, ailesi tarafından sosyal medyada duyuruldu. Genç yaşta kaybettiğimiz bu sanatçının ardından yapılan açıklamada, “Artık aramızda olmadığı için dünyada büyük bir boşluk var.” ifadeleri paylaşıldı.
1946 yılında Missoula, Montana’da dünyaya gelen Lynch, 1960’larda sahneye koyduğu ilk film ile sanat hayatına adım attı. Kariyeri boyunca elde ettiği başarılar, onun sıra dışı ve yaratıcı bakış açısının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Çektiği filmler genellikle gerçeküstü ögelerle dolu ve düşsel bir anlatımı barındırıyor.
Lynch, geçtiğimiz yıl amfizem teşhisi konduğunu ve hastalığı gereği yönetmenlik yapmak için evinden çıkamayacağını belirtmişti.
“DÜNYADA BÜYÜK BİR BOŞLUK VAR”
Variety’nin haberine göre, ailesinin sosyal medyada yaptığı duyuruda şu ifadelere yer verildi: “Artık aramızda olmadığı için dünyada büyük bir boşluk var. Ancak onun da dediği gibi, ‘Gözünüz boşlukta değil, donatın kendisinde olsun.”
Eksantrik bir anlayışla yönetmenlik yapan Lynch, 1980’lerde yazıp yönettiği The Elephant Man filmiyle dikkat çekti. Mulholland Drive ve Blue Velvet gibi eserleri ile de Oscar adaylıkları elde etti. 2000 yılında, yaşam boyu başarı için Onursal Oscar ile ödüllendirildi.
1990 yılında Cannes Film Festivali’nde yer alan Wild at Heart filmi Altın Palmiye’yi kazandı ve Lynch bu ödüle üç kez daha aday gösterildi. 2001 yılında Mulholland Drive ile festivalde En İyi Yönetmen ödülünü elde etti.
David Lynch, stilistik engelleri aşarak tanınan bir ikon haline geldi ve eserlerini kendi istediği şekilde hayata geçirdi. 20 Ocak 1946’da Missoula’da doğan Lynch, kariyerine 1960’ların sonunda çektiği kısa filmlerle başladı.
İlk uzun metrajlı filmi Eraserhead, gece yarısı filmlerinin kült klasiklerinden biri haline geldi. Ardından, John Hurt ve Anthony Hopkins’in rol aldığı The Elephant Man filmi ile başarılar elde etti.
1980’lerde daha da yükselen kariyerine, 1984 yapımı Dune’un uyarlaması ile devam etti. Bu film gişede beklenen ilgiyi görmemiş olmasına rağmen, 1986 yapımı Blue Velvet, Lynch’i yeniden gündeme getirdi.
1989’da Twin Peaks, Lynch’in en büyük eserlerinden biri olarak kabul edildi. Bu yapım, dedektif, pembe dizi ve bilim kurgu unsurlarını harmanlayarak izleyicileri büyüledi. Dizi, iki sezondan oluştu ve 2017’de yayınlanan spin-off’u ile eski kadrosunu tekrar bir araya getirdi.
Son olarak, 1990 yapımı Wild at Heart filmi ile Cannes’da Altın Palmiye kazandı. Lynch’in bir diğer projesi Mulholland Çıkmazı da, alışılmadık bir şekilde uzun metrajlı bir filme dönüştü ve Naomi Watts’ın dünya çapında tanınmasını sağladı.
