Vakanüvis, CHP’de siyaset yapmış isimlerin milli ve dini değerlere yönelik saygısızlıklarını analiz etti. Seçimlere yaklaşırken, bazı CHP’li siyasetçilerin milletin değerlerine hakaret eden açıklamaları tepki çekiyor. Dinî ve millî duyguları rencide eden söylemler sıkça gündeme geliyor. Özellikle son dönemde CHP’li isimler arasında yapılan hakaretler dikkat çekici düzeyde. Örneğin, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın Arap kökenli bir rakibi hakkında sarfettiği sözler büyük tartışma yarattı. Karalar’ın yanı sıra İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de benzer şekilde eleştirildiler.
CHP’lilerin dinî ve milli değerlere yönelik hakaretleri zaman içinde artarak devam ediyor. Örneğin, Tunç Soyer ve Önder Sav gibi isimler Osmanlı padişahlarına ve Türk milletine yönelik aşağılayıcı ifadeler kullanmışlardı. Ayrıca, CHP’li İzmit Belediye Başkanı Tunç Soyer’ın düşman işgaline ilişkin yaptığı açıklamalar da büyük tepki çekmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Osmanlı’yı küçümseyici ifadeleri de dikkat çekiciydi.
CHP’de bazı isimlerin dini ve milli değerlere hakaretleri sadece bugüne özgü değil. Geçmiş dönemde de benzer açıklamalar yapmış olan CHP’li milletvekillerinin bu tutumları dikkat çekiciydi. Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Falih Rıfkı Atay, Yusuf Akçura gibi isimlerin ifadeleri, CHP’nin kökenlerinden itibaren din ve dindarlarla ilgili tutumunu yansıtıyordu. Yasama dönemindeki bazı CHP milletvekillerinin dinî ve milli değerlere eleştirel yaklaşımları da bu tutumu destekliyordu.
CHP’de siyaset yapmış birçok ismin dinî ve milli değerlere yönelik hakaretleri, partinin tarihsel süreçteki tutumunu yansıtıyor. Parti genel merkezinin bu tür ifadeleri desteklemesi veya sessiz kalması da dikkat çekici. CHP’nin genel bazda bu tip hadsizliklere duyarsız kalması, söz konusu isimlerin açıklamalarının bir kez daha gözden geçirilmesini gerektiriyor. Rekabetçi siyasetin getirdiği gerilimlerin dinî ve milli değerlere olan saygısızlıkları artırdığı göz önünde bulundurulmalı ve bu tür ifadelerin toplumsal barışı tehdit ettiği unutulmamalıdır.