Unutulmaz sanatçı Aşık Mahzuni Şerif, “Han Sarhoş Hancı Sarhoş”, “Çeşmi Siyahım”, “Yalan Dünya” ve “Dom Dom Kurşunu” gibi eserlerin de aralarında bulunduğu toplam 453 plak ile 58 kaset bıraktı.
Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni, 17 Kasım 1939 tarihlerinde Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesindeki Tarlacık (Berçenek) köyünde, Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Eğitimine Afşin’in Alembey köyünde başlayan sanatçı, köydeki ilkokulda öğrenim hayatına devam etti. 1959’da Mersin 3. Astsubay Hazırlama Okulu’nu, 1960’ta ise Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu’nu bitirdi. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi’ne kaydoldu fakat maddi zorluklar nedeniyle bu eğitimini tamamlayamadı.
Küçük yaşlarda saz çalmayı ve deyiş söylemeyi amcası Aşık Fezali’den öğrenen Mahzuni, mahcubiyetinden dolayı tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba tarafından “Mahzuni” mahlasıyla anılmaya başladı.
Sanatçının Anadolu’ya duyduğu hayranlık, İsveç’te Türkçe yayın yapan bir radyoda verdiği mülakatta açıkça ifade edildi. Burada, “Beni Mahzuni eden en büyük kaynak, bir halkın içinden doğmuş olmamdır” diyerek kendi köklerine vurgu yaptı.
EVLİLİKLERİ VE ÇOCUKLARI
Mahzuni, 17 yaşında dayısının kızı Emine ile evlendi ve bu evlilikten bir kızı oldu. İkinci eşi ise İtalyan kökenli Sovina (Suna) oldu ve bu evlilikten üç çocuğu dünyaya geldi. Üçüncü evliliğini ise Gaziantep’te ilkokul öğretmeni Fatma Hanım ile gerçekleştiren sanatçı, bu evlilikten dört çocuk sahibi oldu.
İlk plağını 1964 yılında yayınlayan Mahzuni, kısa bir süre Gaziantep’te yaşadıktan sonra Ankara’ya yerleşti. Burada, Fikret Otyam, Feyzullah Çınar ve Aşık Daimi gibi sanatçılarla bir araya geldi. Aşıklar Derneği’ni kurarak konserler düzenlemeye başladı.
UNUTULMAZ ESERLER
Aşık Mahzuni Şerif, “Dom Dom Kurşunu”, “Yedin Beni”, “Yuh yuh”, “Fadimem”, “Gül Yüzlüm” gibi birçok eserle halk edebiyatına damga vurmuştur. Aşık Veysel Şatıroğlu’nu 1972’de Sivas’ta ziyaret etmiş, halk müziği geleneğinin önemli bir temsilcisi olmuştur.
12 Mart Muhtırası sonrasında sahne alması yasaklanan sanatçı, bu süre zarfında plak satarak müzikle olan bağını koparmamıştır. Bu durumu, “Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu” sözleriyle dile getirmiştir.
YAŞAMI VE MİRASININ SONU
Yazar Miyase İlknur, Mahzuni’nin hayatını “Hep bir derviş gibi yaşadı” sözleriyle tanımlamış ve alçak gönüllü bir kişiliğe sahip olduğunu vurgulamıştır. Hayranları tarafından büyük bir sevgi ile anılan Mahzuni, 1989-1991 yıllarında halk ozanları arasında dünyadaki en büyük üç ozandan biri olarak gösterilmiştir.
Hayatının son yıllarında Almanya’nın Köln şehrinde tedavi altına alınan sanat