Rusya Devlet Başkanlığı seçimleri sonucunda mevcut lider Vladimir Putin’in kazanmasıyla ilgili Batılı ülkelerden ve uluslararası platformlardan çeşitli açıklamalar geldi. Putin’in oyların yüzde 87,2’sini aldığı sandık çıkış anketi sonuçlarıyla netleşti. Ancak bu sonuçlara karşın birçok Batılı yetkili, Rusya’daki seçimlerin “özgür ve adil olmadığı” eleştirisini yaptı.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Putin’i “iktidar sarhoşu bir diktatör” olarak tanımlayarak, kişisel gücünü sürdürmek için her türlü kötülüğü yapabileceğini öne sürdü. ABD ve İngiltere ise seçimlerin adil olmadığına dair görüşlerini açıkladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Putin’in siyasi muhalifleri hapse atması ve seçimlere katılmasına engel olması sebebiyle seçimlerin özgür ve adil olmadığına vurgu yapıldı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron da seçimlere ilişkin “Özgür ve adil seçimler böyle olmaz.” yorumunda bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Rusya’daki seçimleri “sözde seçim” olarak nitelendirerek Putin’in yönetiminin otoriter olduğunu ve sansüre, baskıya ve şiddete dayandığını belirtti. Polonya Dışişleri Bakanlığı da benzer şekilde Rusya’da özgür ve demokratik bir seçim yapmanın neredeyse imkansız olduğunu ifade etti.
Ancak Kuzey Kore ve Çin’den Putin’e tebrik mesajları geldi. Kuzey Kore devlet medyası, liderleri Kim Jong Un’un Putin’e zaferinden dolayı tebrik mesajı gönderdiğini duyururken, Çin Dışişleri Bakanlığı da Putin’i tebrik ederek ikili ilişkilere önem verdiklerini vurguladı. Başkan Şi Cinping ve Başkan Putin’in stratejik liderlikleri altında Çin-Rusya ilişkilerinin ilerlemeye devam edeceğine inandıklarını ifade ettiler.
Tüm bu açıklamalar ve tepkiler, Rusya Devlet Başkanlığı seçimlerinin uluslararası boyutta nasıl karşılandığını gösterirken, Putin’in yeniden seçilmesinin ardında hangi noktaların değerlendirildiğine de ışık tutmuş oldu. Kamuoyu, Putin’in liderliği altındaki Rusya’nın geleceği konusunda farklı görüşler ve endişeler dile getirmeye devam ediyor.
