Türk havacılık tarihi açısından dikkat çekici bir yere sahip olan THK-13, sıkça “Türkiye’nin ilk hayalet uçağı” olarak anılsa da arka planındaki gerçekler oldukça farklı ve öğretici. Bu projeye ilişkin kamuoyunda yer alan hayali iddialar, aslında zorlu koşullarda yürütülen bir mühendislik mücadelesinin ve yaşanan talihsizliklerin bir yansımasıdır.
THK-13, hayalet bir uçak tanımına uymaktan çok, o dönemin ötesinde yer alan deneysel bir “uçan kanat” tasarımıydı. Uçan kanat konsepti, 19. yüzyılın sonlarına dayanan aerodinamik keşiflerle başlamış ve 1910-1945 arasında havacılık sektörünün ilgisini üstüne toplamıştır.
Beşinci nesil savaş uçaklarındaki “düşük görünürlük” (stealth) teknolojisi ise, uçan kanat tasarımlarıyla değil, Rus fizikçi Pyotr Ufimtsev’in teorileri doğrultusunda şekillenen keskin kenarlı gövde geometrisi gibi farklı tekniklerle sağlanmaktadır.
BİR HAYALİN DOĞUŞU: THK-13 PROJESİ BAŞLIYOR
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1947 yılında Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde, uluslararası havacılık gelişmelerini takip eden Türk mühendisler, “uçan kanat” tasarımları üzerinde çalışmalara başladı. THK-13 prototipi, ilk kez 10 Nisan 1948 tarihinde Ulus gazetesinde “Uçan kanat modelinin tecrübeleri dün yapıldı” başlığıyla duyuruldu.
Bu haber, Amerikalı Northrop şirketinin 400 km/h hızla gidebilen 9 mürettebatlı bir uçan kanat modeli ürettiğini de aktarıyordu.
İLK UÇUŞLAR VE TEKNİK SORUNLAR
Türk tipi uçan kanat THK-13’ün ilk uçuş denemesi 20 Ağustos 1948’de gerçekleştirildi. Bir araç arkasında bağlanan THK-13, yerden 10 metre yüksekliğe kadar fırlayabileceğini gösterdi. Ancak, deneme pilotu Kadri Kavukçu’nun raporuna göre, dikey dümen kontrolü ve kanatçıklar beklenildiği gibi performans göstermedi.
Devam eden sıçrama denemelerinde, 25 Ağustos 1948’deki son testte planör 300 metre yüksekliğe ulaştıktan sonra S şeklinde iniş yaptı. Ancak pilot Kavukçu, kontrolcülerdeki sorunların devam ettiğini yineleyerek belirtti.
TALİHSİZ KAZALAR VE PROJENİN SONU
Sonraki gün, Ankara üzerinde uzun bir uçuş planlandı. Pilot Bahaeddin İdemen’in yönetimindeki çekici uçağın arkasında havalanan planör, Çankaya semalarındayken çekici uçakla arasındaki kanca beklendik bir sebeple koptu.
Pilot Kavukçu, THK-13’ü güvenli bir yere indirmek isterken Seyranbağları bölgesinde planörün burun kısmı ezildi ve bir tekerleği kırıldı. Olay yerinde yapılan ilk tamiratların ardından, gün içinde ikinci bir denemeye geçildi ama bu sefer Zırhlı Birlikler Okulu çevresinde alçak süzülüş esnasında önüne çıkan bir araziden dolayı zorunlu iniş yapmak zorunda kalındı.
Bu kazada iki dikey dümen kırıldı, kanatlar ve tekerlekler ciddi hasar aldı, pilot Kavukçu ise başından ve bileklerinden hafif yaralandı.
Hasar gören THK-13, uzun süren onarım süreçlerinin ardından 29 Eylül 1948