Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Erzurum’da gerçekleştirilen Palandöken Ekonomi Forumu’na gönderdiği videolu mesajda, forumun, ticaret savaşları nedeniyle oluşan yüksek belirsizlik ortamında düzenlendiğini belirtti. Küresel ekonominin uzun vadede önemli yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Şimşek, korumacılığın yanı sıra yaşlanan nüfus, yapay zeka ve iklim krizi gibi diğer tehditlerin de küresel büyümenin görünümünde aşağı yönlü riskler oluşturduğunu ifade etti.
“KÜRESEL YAPISAL SORUNLARA KARŞI ÖNEMLİ AVANTAJLARIMIZ VAR”
Türkiye ekonomisine duyulan iyimserliğin güçlü sebepleri olduğunu aktaran Şimşek, “Mayıs 2023’ten bu yana uyguladığımız istikrar ve reform programı ile dış kırılganlıklarımızı azaltmayı başardık. Makro finansal istikrarımızı güçlendirirken, sürdürülebilir yüksek büyümenin temelini de atıyoruz.” dedi. Küresel yapısal sorunlara karşı Türkiye’nin bazı avantajlara sahip olduğunu da vurguladı.
Korumacılığın, küresel ticareti tehdit eden en büyük sorunlardan biri olduğunu belirten Şimşek, özellikle ABD ve Çin arasındaki rekabetin bu politikaları beslediğini kaydetti.
Ticaret kısıtlarının kriz öncesi dönemle karşılaştırıldığında 11 kat arttığını ifade eden Şimşek, Türkiye’nin artan korumacılığa karşı diğer ülkelere göre daha dayanıklı olduğunu söyledi.
Şimşek, Türkiye’nin ihracata bağımlılığının düşük olduğunu, iç talebin ekonominin ana motoru olduğunu ifade ederek, dış ticaretin büyük bir bölümünün dost ülkelerle yapıldığını aktardı. Avrupa Birliği dahil 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşmasına sahip olduklarını sözlerine ekledi. Toplam ihracatın yüzde 62’sinin korumacılıktan etkilenmediğinin altını çizdi.
Şimşek, Türkiye’nin güçlü hizmet ihracatına sahip olduğu ve turizm, yurt dışı müteahhitlik gibi alanlarda lider konumda olduğunu belirtti. Ayrıca, imalat sanayisinde de bölgenin ana üretim üssü olarak öne çıktığını vurguladı.
Türkiye’nin altyapı ve lojistik projeleri ile bu avantajları güçlendirdiğini aktaran Şimşek, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projelerinin kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Artan borçluluğun bir yapılandırma riski olduğunu gündeme getiren Şimşek, Türkiye’nin toplam borçluluğunun milli gelirin yalnızca yüzde 93’ü olduğunu, diğer gelişmekte olan ülkelerde bu oranın çok daha yüksek olduğunu kaydetti. Borç stokunun düşük olmasının, piyasalarda yeniden güçlü temelleri yatırımcıların dikkatini çekeceğine inandıklarını belirtti.
Küresel yatırımcıların temkinli olduklarını kaydeden Şimşek, Türkiye’nin yatırımcılar tarafından tekrar ilgi duyulacak bir ülke olacağına olan inancını dile getirdi.
“DİJİTALLEŞME ALANINDAKİ YATIRIMLARIMIZI ARTIRIYORUZ”
Demografik dönüşüm ve yaşlı nüfus sorunlarının dikkat çekici olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin önünde 15-20 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu ifade etti. Kadınların işgücüne katılım oranının artırılması için reformların hızlandırıldığını da ekledi.
Gelişmiş ülkelerle arasındaki farkların kapatılması için çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Şimşek, yapay zeka ve dijitalleşmenin Türkiye için öncelikli alanlar arasında yer ald